Gürer: “İktidar Tarımda İthalatçı Anlayıştan Vazgeçmiyor”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yeni Dengelenme, Yeni Normal, Yeni Ekonomi” ana temasıyla hazırlanan  Üç Yıllık Yeni Ekonomi Programı'nda tarım kesimi için vaat edilenlerin,  sorunların çözümü için yeterli olamayacağını ve mevcudun devamından başka bir çözüm içermediğini ifade etti.

TARIMDA SORUNLAR ARTTI

2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu ile çiftçiye milli gelirin %1 verileceğinin açıklandığını, ancak bugüne kadar bu uygulamanın gerçekleşmediğini ve çiftçinin AKP iktidarları döneminde devletten 177 milyar alacaklı olduğunu belirten CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımın sorunları biliniyor, çözüm yolu da belli, kâğıt üzerinde AKP iktidarları çözüm önerileri de getiriyor ancak uygulama da kafa değişmiyor. Hasat döneminden bugüne 1 milyon ton buğday ithal edildi. Kendi çiftçimizden tonu 1800 TL aldığımız makarnalık buğday Ağustos’ta 2450 TL den ithal ettik. Bakan açıklama yaptığında 8 Ekimde TMO İthal edeceği 135 bin ton ekmeklik buğday için ihale açtığını duyurdu. AKP ithalci yaklaşımdan  vazgeçmeden sorunlar çözüme kavuşamaz” diye konuştu

BAKAN SÖZLERİ

CHP’li Ömer Fethi Gürer” Bakan Albayrak, sözleşmeli tarım ve girdi finansmanı ile gıda fiyatlarında istikrar sağlanacağını ifade etti.

Tarımsal üretim maliyetlerini düşürmek, çiftçilerin gelirini garanti altına almak ve gıda fiyatlarında istikrara katkı sağlamak için girdi finansmanı ve avans mekanizmasını uygulamaya koyacaklarını  söyledi TÜRKŞEKER ile başlattıkları çalışmayı anlattı. Tarım alanındaki sulama ve seracılık yatırımlarına vurgu yaptı. Bakan 18 yılda AKP iktidarlarının açıklandığı programlara ve sona eren 10 yıllık kalkınma planına baksaydı bundan çok daha kapsamlı tarım için öneri ve vaatler vardı. Bunca vaat doğrultusunda yaşanan olumsuzluklara karşı çözüm bekleyen tarım sektörü için aksine sorunlar arttı. Tarımsal üretimde maliyet düşürmek önce ithal bağımlılığı sonlandırmakla olur. İlaç, gübre, tohum, yem ithal edilirken ve döviz fiyatları almış başını giderken bu maliyet nasıl düşecek? Kamunun bu alanda  varlığı özelleştirmeler ile tüketip girdi fiyatları nasıl dengelenecek? Güçlü tarım kooperatifleri içi boşaltılmış, üreticilerin örgütlü oldukları yapılar iktidarın kontrolünde ses çıkaramaz hale getirilmiştir. Bakan’ın açıklamasındaki uygulama modeli örneğini  esasen çiğ süt üreticisinin halinde görmek gerekir. Yem fiyatları %30 arttığı halde Aralık 2019’dan beri çiğ süt fiyatının sabit tutulması üreticiyi  ciddi mağdur ederken, çiğ sütü alıp işleyen  sanayicinin pazara sunduğu işlenmiş  süt fiyatını artırmasına da müdahale edilmemiştir. Bu durumda  yem üreten  firma fiyatını artırmakta, sanayici işlenmiş sütü pazara sunarken giderine göre fiyatını artırmakta ancak çiğ süt üreticisinin giderleri katladığı halde iktidarın baskısı ile Ulusal Süt Konseyi tarafından 10 aydır  fiyat sabit tutulmaktadır. Yeni dönemin işaret   fişeği bu anlayış olacağı görülmektedir. Olan üretici ve tüketiciye olmaktadır. Keza TÜRKŞEKER fabrikaları özelleştirildi. Bu kuruma  farklı bir işlev verildi. Esasında TMO tarafından yapılması gereken çalışma TÜRKŞEKER tarafından yapıldı. Yazlık patates tarlada kalınca TÜRKŞEKER devreye girdi. Alım sınırlı tutuldu. Patates üreticisi maliyetine olsun ürünü satacağını umarken kısmi alım sonrası piyasadan çekildi. Üretici kaderine terk edildi” diye konuştu

SULAMA ELEKTRİK GİDERİ DÜŞÜRÜLSÜN

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sulama suyunda başlayıp bitmeyen yatırımların tamamlanması gerektiğini ancak Çiftçilerin kontrolünde sulama birliklerinin  dahi çiftçiden bu dönemde alındığını belirtip özellikle elektrik ile yer altından çıkarılıp sulama suyu için tüketilen elektrik enerjisi maliyetlerinin üreticinin belini büktüğüne değinen Gürer, “Bakan’a tavsiyem sulama yatırımlarını bir an önce devreye almanın yanında sulama suyu için kullanılan elektriğin fiyatını bir an önce düşürmeyi sağlamasıdır. Girdi fiyatlarında sulama suyu elektrik gideri ve sulama suyu gideri ilk sıraya yerleşmiştir” dedi.

VARLIK İÇİNDE YOKLUK YAŞIYORUZ

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımda kendi kendine yeten yedi ülkeden biri iken AKP iktidarlarında hububat, bakliyat, ham yağ ve pirinç gibi  stratejik ürünlerde dışa bağımlılığımızın arttığını,3,5 milyon hektar tarım arazisinin ekilmez duruma geldiğini ve çiftçinin topraktan her yıl uzaklaştığını söyledi. Gürer, üreticiye yeterli destek sağlanmadığını, ürünün değer bulmadığını ve yaşanan sorunlar karşısında iktidarın üreticinin yanında olmadığını vurguladı. Domates, patates gibi ürünler tarlada kalırken buğday, pirinç, pamuk gibi stratejik ürünlerin ithalatının sürdüğünü, şeker pancarında kampanya dönemi başladığı halde taban fiyatın halen açıklanmadığını da sözlerine ekledi. AKP iktidarı çiftçi ve üretici için ürettiği  ürünün değeri  fiyatını baskılamak yerine üretim maliyetleri düşürecek planlamalara yönelmesi, girdi fiyatlarını düşürmesini, günlük değil uzun  vadeli uygulanabilir stratejik planlar yapmasının  şart olduğunu da ifade etti.