© Tarım Pusulası 2021

Geçmeyen Hastalıklarınızın Nedeni Çalışma Ortamınız Olabilir!

Gün boyu kapalı ortamlarda, merkezi havalandırma sistemleri altında çalışanlarda sık görülen kulak burun boğaz problemlerinin nedenlerini ve korunmak için yapılması gerekenleri Hastane Derindere Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mücahit Altınışık’tan öğrendik…

Mesleki ve çevresel faktörlerden en çok solunum yollarının etkilendiğini söyleyen Op. Dr. Mücahit Altınışık; ‘Dünya üzerinde en sık görülen ve iş gücü kaybına neden olan hastalıkların başında gelen kulak burun boğaz hastalıkları, özellikle kış aylarında kapalı alanlarda geçirilen zamanın artmasıyla birlikte bulaşıcılık faktörü de söz konusu olduğu için daha fazla görülür. Hastalıktan en çok uzun süreli kapalı ortamlarda çalışanlar etkilenir. Bunların dışında bağışıklık sistemi yaşı nedeniyle zayıf/zayıflamış olan bebekler ve 65 yaş üstü kişiler, bağışıklık sistemini baskılayan kortizon veya kemoterapi gibi ilaç tedavisi görenler, şeker hastaları, alkol bağımlıları, kronik akciğer hastalıkları olanlar da risk grubundadır. Hastalığın yaygınlaşmasında sigara kullanımının da rolü büyüktür’ açıklamasında bulundu.

Hayatımıza giren kavram: Hasta bina sendromu…

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) farklı dönemlerde yayınladığı raporlarda, günümüz insanlarının zamanının %90’ını kapalı mekanlarda, bu oranın %70’ini iş, geri kalanın %20’sini ise ev ortamlarında geçirdiğini belirtilmektedir. Zamanın büyük çoğunluğu iç mekanlarda geçirildiği için, bu ortamların hava kalitesi de en az dış ortam hava kalitesi kadar önemlidir. Özellikle kış aylarında, ısı yalıtımı ön planda olduğundan binalar yeterince havalandırılamaz ve iç ortamdaki kirletici konsantrasyonları sağlık için tehdit oluşturabilecek seviyelere ulaşır. Bina ile ilgili hastalıklar ve hasta bina sendromunun en önemli nedenleri ısı yalıtımının ön plana çıktığı binalardaki yetersiz havalandırma koşulları, kimyasal ve mikrobiyal kirliliktir. Hasta bina sendromu belirli bir iç ortamdayken ortaya çıkan ve o ortam terk edildikten sonra kaybolan ve binada yaşayan kişilerin çoğunluğunu etkileyen semptomlar dizisidir. Yapılan çalışmalarda hasta bina sendromunda en sık gözlenen burun ve boğazı etkileyen (akıntı, tahriş, kızarıklık) semptomlar olup bunu sırasıyla konsantrasyon bozukluğu, gözlerde akıntı, kızarıklık, tahriş ve yorgunluk izler. Kişisel (yaş, cinsiyet, kişide var olan hastalıklar, meslek, sigara kullanımı, çocuklukta çevresel maruziyet), mikrobiyolojik (biyoaerosollar), kimyasal (CO2 konsantrasyonu, UOB), fiziksel (havalandırma sistemleri ve havalandırma oranı, evle ilgili faktörler, iç ortam sıcaklığı ve bağıl nem, duvardan duvara halı) ve psikolojik faktörlerin kombinasyonu hasta bina sendromu şikayetlerini artırır. Bu sendroma bağlı gözlenen semptomların önlenebilmesi için iç ortamda uygun iklimlendirme koşulları sağlanmalı ve bina içerisinde iç ortam kirleticilerinin emisyonları azaltılmalıdır.

Klimayı doğru kullanmazsanız hasta olabilirsiniz!

Kapalı ortamların havalandırmasının sağlanmasında önemli bir yardımcı olan klimalar, doğru kullanılmadığında ve bakımları düzenli olarak yapılmadığında hastalık kaynağına dönüşebilirler. Özellikle klimalı ortamlarda sigara içilmesi hastalıkların yayılmasında önemli bir etkendir. Sağlıklı çalışmayan klimalar, nezle, grip ve alerjik sorunların artmasına; beraberinde sinüslerin görevini yerine getiremeyerek ciddi göz ve baş ağrılarına neden olan sinüzit problemiyle karşılaşılmasına zemin hazırlar. Bu nedenle sağlığınıza dikkat ettiğiniz halde sık sık hastalanıyorsanız çalıştığınız ortamdaki şartları gözden geçirin.

Kapalı ortamlarda sağlığınızı kaybetmemek için!

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER