Erkunt Traktör 12 Yılda İlklere İmza Attı

Kuzey Afrika, Orta Doğu, Balkan ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlere de ihracat gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erkunt Armağan, “Önümüzdeki beş yıllık planımız içinde umut ediyorum, Erkunt Traktör’ü pazar 2’ncisi olarak göreceksiniz” dedi.
“6’NCI YAŞIMIZDA PAZAR 3’ÜNCÜSÜ OLDUK”
Sektörün güçlü kadın üreticilerinden Zeynep Erkunt Armağan, “Yerli traktör kavramıyla ilk ortaya çıktığımız zaman bize keskin bir şekilde, ‘çiftçiler yerli traktör almaz’ dediler. Tarım ülkesinde kendi traktörünü üretememe gibi bir eksiklik vardı. Biz bunu ispat ettik. Ortaya, çok güzel, çok sağlam, kaliteli bir ürün çıkarttık. 6’ncı yaşımızda pazar 3’üncüsü olduk. Çiftçi bize güvendi. Biz de, onlar ne istediyse geri vermeye çalıştık. Önerilerini dinledik ve yeni modellerde hep onların önerileri üzerinde çalıştık. ‘Yerli traktör, yerli otomobil’ olmaz diye bir şey yok” ifadesini kullandı.
SEKTÖRDE İZ BIRAKMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Bu yıl kuruluşlarının 12’inci yıl dönümünü, üretime başlayışlarının da 11’inci yıl dönümünü kutlayacaklarını söyleyen Erkunt Traktör Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Erkunt Armağan, tamamen yerli tasarımla, Türk mühendislerinin oluşturduğu Erkunt Traktör’ün başarısının ekip çalışmasından geçtiğini belirtti. Traktörleri adlandırırken rakamlar veya kodlarla anılmasını istemediklerini, traktörlerin bir adı, bir karakteri olmasını istediklerini belirten Erkunt Armağan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu adlar da, bizden, hayatımızın içinden adlar olmalıydı. Günlük hayatımızda vazgeçemediğimiz, anlamını dolu dolu ifade eden ve herkes tarafından sevilen kelimeler olmalıydı. Hepimizin beğendiği ilk isimler Bereket ve Nimet oldu. Bu 2 güzel ve hepimizin hayatında izi olan kelimeler, bir o kadar güzel traktörlerimizin üzerine yazılıp, ilk sevkiyatı yaptığımızda hepimiz gözyaşlarımıza mani olma çabasını bir yana bırakıp, o anın tadını yaşıyorduk.”
Türkiye’nin ilk yerli traktörünü yaratırken bir iz bırakma hedefiyle kolları sıvadıklarını kaydeden Zeynep Erkunt Armağan, bu yolda kendini sürekli geliştiren ve bir öncekinden daha iyi traktör üreten firma olmayı istediklerini dile getirdi.
"YENİ LOGOMUZ ÇOK BEĞENİLDİ"
Erkunt Traktör’ün başarısında inatla ve sabırla çalışmanın büyük payı olduğu bilgisini veren Erkunt Armağan, yeni logo tasarımının da bu yeniliklerden biri olduğunu söyledi. Armağan, sözlerine şöyle devam etti:
“İlk logomuzu oluştururken çok amblem çalışıldı, önerilerden birisine içimiz çok ısındı. Bir Erkunt gelip geçiyor ve arkasında E harflerinden oluşan bir iz bırakıyor, bir damga vuruyor. Çok beğenmiştim ama bir yandan da ’acaba çok mu iddialı’ demiştim ilk gördüğümde. ’Biz bu izi gerçekten bırakabilecek miyiz’ diye düşünmüştüm. Bence kısa zamanda çok büyük başarılara imza attık. Henüz 6 yaşımızı kutlamamışken, Erkunt, Türkiye’de pazar 3’üncülüğünü elde etti. Dünyadaki 85 traktör markası arasından 30’unu geride bırakıp dünya 56’ncısı olduk. Başarı çıtamızı ve yenilikleri yukarıya taşıyoruz. Şimdi de çiftçilerimizin beğenisine yeni logomuzu sunduk. Azimli, inatçı, en azla yaşayabilen, en kıymetli ürünü veren, geçilemez yollardan geçebilen ve Ankaralı.”
"BİR ÇOK İLKE İMZA ATTIK"
Erkunt Traktör olarak sektörde bir çok ilke imza attıklarını ve vatandaşların teşvikiyle daha çok çalışarak büyük işler başardıklarını vurgulayan Zeynep Erkunt Armağan, “Biz traktörümüzü A’dan Z’ye kendimiz tasarlamaktayız. İstenilen her değişiklik için sıfırdan başlamakta, uzun mühendislik çalışmalarıyla çiftçimizin isteklerini yerine getirmeye, onların gücüne güç katmaya çalışmaktayız. Çok istekle bekledikleri bazı değişiklik ve yenilikler olduğunu biliyorum, ama onlardan biraz daha zaman rica ediyorum. Erkunt kalitesinin lekelenmesine tahammül edemeyiz, bütün amacımız her traktörü bir öncekinden daha iyi yapmak” bilgisini verdi.
EN İYİ TRAKTÖR HEDEFİ
Yola en büyük traktör fabrikasını kurmak için değil, en iyi traktörü üretmek için çıktıklarını vurgulayan Zeynep Erkunt Armağan şunları söyledi:
“Türkiye’nin de kendine ait bir traktör markası olsun diye yola çıktık. Biz bu yola çıkarken yapamazsınız diyen çok oldu, ’yaparız’ dedik. Keçi gibi inat ettik. Sektörde güneş gibi parladık. Hep daha iyiye ulaşmak için ilkleri yapmaya devam ettik. Sektörden duyduğumuz her teşekkür bizi biraz daha ileriye götürdü, daha da iyisini yapma şevki verdi. İşte bu şevkle artık kendimizi ifade şeklimizi de değiştirmeye, hayatımızda yeni bir sayfa açmaya karar verdik. Siz yanımızda olduğunuz sürece korkmadan ilerliyoruz, inatla, yapamazsın denilenleri yaparak ve sektörde güneş gibi parlamaya devam ederek. Çiftçiden aldığımız gücü, çiftçinin gücü olarak onlara geri döndürerek çalışıyoruz.”