© Tarım Pusulası 2021

Emine Erdoğan: "Bugün tarihe milli tarım dirilişi olarak geçecektir"

Türkiye’de ilk defa İzmir Kemalpaşa'da düzenlenen ‘Yerel Tohum Buluşmaları’ etkinliğinde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Milli Tarım Projesine vurgu yaparken, "Bugün tarihe milli tarım dirilişi olarak geçecektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, tohumu kontrol eden ülkelerin gıdayı da kontrol edeceğine dikkati çekerek, "Yerel tohum geleceğimizin teminatıdır. Türkiye'nin büyük potansiyelini doğru planlarsak tarım konusunda kendi kendine yeten bir ülke haline gelebiliriz. Gelecek nesillere ambarları dolu, tohumu bozulmamış bir Türkiye bırakabiliriz." dedi.

Emine Erdoğan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından düzenlenen Kemalpaşa Park Orman'da düzenlenen 1. Yerel Tohum Buluşması'na katıldı.

Burada bir konuşma yapan Erdoğan, güzel İzmir'in bereketli topraklarının insanları mıknatıs gibi çektiğini ve milli tarım vizyonunun bir parçası olan buluşmaya ev sahipliği yaptığını söyledi.

Yerel Tohum Buluşmalarının ilkini gerçekleştiren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını öncü çalışması nedeniyle takdir ettiğini kaydeden Erdoğan, "Toprak bizim en değerli sermayemizdir. Onu iyi kullanmak, bereketinin farkına varmak milli bir sorumluluktur. Farklı özellikleriyle ülkemizin dört bir yanı bizi değişik nimetlerle buluşturuyor. Bu zengin toprağı uygun tohumlarla buluşturmak, doğru şekilde işlemek hem geçmişe vefa hem de geleceğe karşı sorumluluktur." diye konuştu.

Köyden kente göç ve hızlı sanayileşmenin tarımsal faaliyetleri olumsuz yönde etkilediğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Genç nüfusun tarımdan uzaklaşması ata tohumu kültürünün aktarılması imkânını ortadan kaldırmıştır. Tüm dünyada tarımsal faaliyetler doğallıktan uzaklaşmakta hemen her şey sunileşmektedir. Tarımsal çeşitlilik her yerde kaybolmaktadır. Doğal ve temiz gıda arayışı had safhadadır. Gıda konusu ne yazık ki küresel kapitalizmin elinde bir silaha dönüşmüştür. Emperyalist güçler insanlığın en temel kaynaklarını tekellerine alarak diğer toplumları kendilerine bağımlı hale getirmektedir. Dünyada nüfusun çoğaldığını tarımsal verimliliğin ancak kimyasallarla mümkün hale geldiğini söylüyorlar. Oysa dünyada gıda kıtlığından çok gıdaya erişimde adaletsizlikler vardır."

"Atalık tohum bize birçok açıdan avantaj sağlar"

Dünyada 200 milyon hektarın üzerinde tarım alanının uluslararası şirketlerce kiralanıp satın alındığına dikkati çeken Erdoğan, büyük devletlerin Afrika'da toprak kiralayıp tarım yaptığını, elde ettikleri ürünleri ülkelerine götürürken geride kalan insanların açlıkla savaştığını anlattı.

"Vicdanların buna bir 'dur' demesi lazım" ifadesini kullanan Erdoğan, "Tarım emperyalizminin önüne geçilmesi ve kendi kendine yeten tarım politikaları geliştirilmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.

Milli Tarım Projesi'nin büyük önem taşıdığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İthalata dayalı tarım ve hayvancılık anlayışının ortadan kaldırılması, arazi bölünmelerinin önlenmesi, havza bazlı üretim, bu projenin ilk adımlarıdır. Çiftçimizin belini büken gübre ve mazota verilen destekler inanıyorum ki çiftçimizi rahatlatacak, tarımsal faaliyetleri daha da canlandıracaktır. Tohum konusu bu meselenin en hassas kısmıdır. Atalık tohum bize birçok açıdan avantaj sağlar.  Farklı iklim yapılarına dayanıklıdır, değişen iklim şartlarına uyum yetenekleri fazladır. Lezzeti daha da üstündür. Organik tarım üretiminde daha da avantajlıdır. Milli Tarım Hareketi bu nedenle tam da buradan başlamalıdır."

"Tohumu kontrol eden ülkeler gıdayı da kontrol eder"

Tohumu kontrol eden ülkelerin gıdayı da kontrol edeceğine dikkati çeken Erdoğan, "Yerel tohum geleceğimizin teminatıdır. Türkiye'nin büyük potansiyelini doğru planlarsak tarım konusunda kendi kendine yeten bir ülke haline gelebiliriz. Gelecek nesillere ambarları dolu, tohumu bozulmamış bir Türkiye bırakabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, tüm dünyada GDO'lu ürünlerin ve tarım ilaçlarının nesilleri zehirlediğine değinerek, Türkiye'nin zengin gen kaynaklarının korunmasının ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasının temel sorumluluk olduğunu ifade etti.

Atalık tohumlarının gen bankalarında saklanmasının da çok önemli fakat yeterli olmadığına işaret eden Erdoğan, "Bir tohumun değişen iklim şartlarına, toprak florasına ve ekolojiye uyum sağlayabilmesi için belli dönemlerde toprakla buluşması gerekir. Bu nedenle tohumların doğal ortamında, kendi mevsiminde düzenli olarak her yıl canlı ekimler yapılarak yaşatılması en iyi yöntemdir." diye konuştu.

İzmir'in de gen kaynakları bakımından zengin bir tabiat harikası olduğunu dile getiren Erdoğan, "İnşallah buradan yayılan dalga zaman içinde Türkiye'nin bütün bölgelerine ulaşacaktır." dedi.

Çiftçilere de seslenen Erdoğan, "Toprağa attığınız her tohumda nice ağaçlar, meyveler gizli. Nasırlı elleriniz, alın teriniz bu ülke için kutsal bir değerdir. Eğer toprağı bilinçle eker sürersek geleceğimizi sağlam temellere oturtmuş oluruz." ifadelerini kullandı.

Yerel tohum buluşmalarının yüz yıllar sonra büyük meyveler vereceğini vurgulayan Erdoğan, "Bu gün, tarihe Milli Tarım Dirilişi olarak geçecektir." şeklinde konuştu.

Aşık Veysel'in "benim sadık yârim kara topraktır" sözlerini hatırlatan ve toprağın şifasına işaret eden Erdoğan, Yerel Tohum Projesi'nin başarılı olmasını diledi.

Konuşmanın ardından Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Emine Erdoğan'a tohumlarla bezeli bir sandık hediye etti.

Emine Erdoğan ve Bakan Çelik konuşmaların ardından alanda yer alan İzmir, Aydın, Denizli, Muğla, Manisa, Kütahya, Afyon ve Uşak kentlerinin yöresel ürünlerinin bulunduğu stantları gezip buradaki görevlilerle sohbet ettiler.​

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER