© Tarım Pusulası 2021

Edirne'de ipek böcekçiliği yeniden canlanıyor

Trakya bölgesinde bir zamanların önemli geçim kaynaklarından bir tanesi olan ipek böceği yetiştiriciliği, yeniden canlanıyor. Uzun yıllar bölgede ipek böceği yetiştiriciliğin nasıl yapıldığıyla ilgili araştırmalar yapan Ziraat Teknikeri Süreyya Türker ile Erkan Göçmen, sonunda ipek böcekçiliği yapmaya karar verdi. Evlerinin bir bölümünde üretime başlayan ikili, Edirne'de unutulmaya yüz tutmuş ipek böcekçiliğini yeniden canlandırmak için çalışmalarını sürdürüyor.

İLK BÖCEKLERİNİN BURSA'DAN ALDILAR

Demirhanlı Köyü'nde atıl vaziyette bulunan evlerini, Bursa Kozabirlik Genel Müdürlüğü'nden aldıkları destekle dezenfekte edip ipek böceği üretebilecek hale getiren Türker ile Göçmen, dört paket böcekle başladıkları üretimi başarıyla tamamladı. "Bu yıl kendimi staj yapan bir üretici olarak kabul ediyorum. Önümüzdeki yıllarda edineceğimiz tecrübelerle ipek böcekçiliğini ilimizde yeniden canlandıracağız." diyen Erkan Göçmen, "Bu iş için ilimizdeki tek sıkıntı, yok olmaya terk edilmiş durumdaki dut ağaçları. Bunun içinde çevremizdeki köylüleri uyarıp dut yetiştiriciliğini teşvik etmelerini sağlayacak çalışmalar yapacağız." dedi.

İPEK BÖCEKÇİLİĞİ

Yılda sadece bir kez üretilebilen ipek böceği; merkezi Bursa'da olan Kozabirlik Genel Müdürlüğü'nün tohum üretim işletmesinde böcek haline dönüştürülüp, üreticilere besleyecekleri miktara göre paketlenerek, ücretsiz olarak teslim ediliyor. 40 günlük beslenme süresi olan böceklerin, ipek böceği kozası haline gelmesinin ardından yapılan hasat, kilogram başına 40 TL civarında bir ücretle Koza Tarım Satış Kooperatifleri'ne satılıyor. Üretim aşamasında her türlü teknik ve ulaşım desteği, kooperatifler tarafından bedava karşılanıyor. Bir paket ipek böceği, 30 metrekare büyüklüğünde kapalı alanda üretilebiliyor ve yaklaşık 40 kilogram koza elde ediliyor. Bir paket ipek böceği üretmek için ise 40 dut ağacı gerekiyor.

EDİRNE'DE İPEK BÖCEKÇİLİĞİ'NİN TARİHİ

Edirne'nin fethi ile birlikte bölgenin ağırlığı artarak Osmanlı başkenti, 1365 yılında, Bursa'dan Edirne'ye taşınmıştı. Nüfus yoğunluğunun bölgeye kaydırılması ile birlikte Edirne'deki ekonomik gelişmelerde hızlandı. İstanbul'un fethi sonunda (1365-1453) başkentin taşınması bile Edirne'deki ekonomik büyüklüğü etkileyemedi. Bu dönemde Edirne en parlak yıllarını yaşadı. Ancak 19. yüzyıla geldiğimizde Avrupa'da toprak kaybeden Osmanlı Devleti çöküntüye uğradı. Edirne, 3 defa istila edilirken göçmen akını ile Avrupa-Asya düzleminde çok büyük baskılara ve zorluklara göğüs germek durumunda kaldı. Her şeye rağmen Edirne'de 1881 yılında Hamidiye Ziraat Mektebi ve Numune Çiftliği kuruldu. Okullarda genel olarak ziraat konusu esas alınırken ipekçilik, arıcılık ve bağcılık kollarında da eğitim ve öğretim verildi. İpekçilik okullarının kuruluşu Duyûn-ı Umumiye-i Osmaniye idaresince desteklendi. Osmanlı Devleti'nin dış borçlarını kontrol altına alan bu teşkilat, İpek ve Koza Vergisi alırken konu ile ilgili eğitim kurumlarını da destekledi. İlk İpekçilik Okulu'nu Bursa'da açtı. Harir Darüttalimi adını alan bu okul, 1888 tarihinde açılarak 12 öğrenci ile eğitime başladı. Daha sonraları Antalya, Amasya, Beyrut ve Elazığ'da bu okullar hizmete girdi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER