© Tarım Pusulası 2021

Dolardaki yükseliş ve mazot zammı çiftçiyi vurdu

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin son günlerde akaryakıt zamlarının üreticiyi olan etkilerini değerlendirdi.

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin son günlerde  akaryakıt zamlarının üreticiyi olan etkilerini değerlendirdi.

Ülkemizdeki tüm önemli girdiler son yıllarda ya doğrudan ithal ediliyor ya da ithal malzemeyle üretiliyor. Özellikle döviz kurlarındaki artıştan sonra girdi fiyatlarında büyük artış görülüyor. Dolardaki yükselişin ardından başta mazot olmak üzere girdi fiyatlarındaki yüksek artışlar çiftçinin bütçesindeki açığı büyütüyor.

Bu yılın başlarında petrol fiyatlarında görülen düşüş petrolün varilini 100 dolarlardan 50 dolarlar seviyesine indirirken çiftçilerimiz en azından mazot fiyatlarında önemli bir düşme beklentisine girmişlerdi. Ancak o dönemde bu düşüş uzun aralıklarla yapılan çok küçük indirimler hariç tutulursa mazot fiyatlarına yansıtılmadı.

Buna karşılık son aylarda dolar fiyatlarındaki artışlar neredeyse günü gününe mazot fiyatlarına yansıtılmaktadır. Nitekim motorinin litre tavan fiyatı, 2 nisanda gelen zamla 3,82 lira olmuşken, 16 Nisan'da yapılan son zamdan sonra 3.96 liraya yükselmiştir.

Tarım sektöründe yılda 3.3 milyon ton civarında mazot kullanılmaktadır. Desteklemeler kapsamında çiftçiye verilen mazot desteği, bu rakamın yalnızca yaklaşık yüzde 5'ini karşılamaktadır. Aslında bu destek bir elle verilen diğer elle alınan bir "destek"tir; çünkü, çiftçi bu rakamın dört katı KDV ödemektedir. Litresi 3.96 TL’ye satılan mazottan, % 36.57 ÖTV artı % 15.07 KDV alınmaktadır . Bu rakam, çiftçiye bu yıl verilen 10 milyar TL'lik toplam desteğe yakın bir miktar oluşturmaktadır. Yani salt mazottan alınan dolaylı vergilerle, bırakınız mazot desteğini, çiftçiye bir yılda verilen tüm prim ve girdi desteği geri alınmaktadır.

Oysa üyesi olmayı düşlediğimiz Avrupa Birliği ülkelerinden Belçika, Güney Kıbrıs, Litvanya ve Letonya'da tarımda kullanılan akaryakıtta ÖTV yoktur. Romanya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Fransa, Macaristan, Slovenya, Finlandiya, İtalya, İsveç, İrlanda ve İspanya'da ise normalin çok altında bir ÖTV alınmaktadır. Türkiye'de ise aksine, 2011 yılına kadar normal motorinden 7 kuruş daha ucuza satılan kırsal motorinin fiyatı normal motorinle eşitlenerek, zaten ağır olan vergi yükü daha da ağırlaştırılmıştır.

Üreticileri son derece zorlayan bir diğer etken de tarımsal girdilerdeki yüksek vergi oranıdır. Örneğin gübrede KDV oranı yüzde 18'dir. Kırsal elektrikte ise yüzde 1 enerji fonu, yüzde 2 TRT payı ve yüzde 18 KDV vardır. Tarımsal ilaçlarda, tarım makinaları ve traktörlerde, tohumluk ve hayvan yemlerinde KDV oranı yüzde 8'dir.

Tarım ürünlerinde üretim fiyatlarındaki artışın enflasyonun ve tüketim fiyatlarındaki artışın çok altında kalması ve girdi fiyatlarının sürekli enflasyon oranlarının üzerinde artması nedeniyle son yıllarda çiftçilerimiz önemli bir gelir kaybına uğramış bulunmaktadır. Bu gelir kaybının giderilmesi için en önemli araç destekleme oranlarının artırılmasıdır. Ancak destekleme fonlarındaki artış çiftçinin gelir kaybı oranının çok altında olduğu gibi Tarım Yasası ile belirlenen GSMH'nın en az yüzde biri oranının da yaklaşık yarısı düzeyindedir.

Bu durumda hiç olmazsa çiftçinin kullandığı girdilerde vergi yükünün azaltılması gerekmektedir.

Çiftçi son yıllarda uğradığı zararları büyük ölçüde borçlanarak kapatmaktadır. Önümüzdeki dönemde borçlanma imkânlarının da giderek daralmaktadır. Bu nedenle destekleme artırımı ya da vergi indirimi yoluyla çifgtçi bütçesi üzerindeki baskının azaltılması büyük önem taşımaktadır. Hükümetten bu yönde acil adımlar atmasını bekliyoruz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER