Dolardaki artış çiftçiyi vurdu
Tarım0
Son aylarda dolar fiyatlarındaki yaşanan artış tarım ürünlerinin maliyetlerini artırırken çiftçiyi zora soktu.
Dolardaki artış başlamadan önce dünya petrol fiyatlarında görülen düşüş, çiftçiyi umutlandırmıştı. Ancak petrolün varil fiyatları o dönemde neredeyse yüzde 50 oranında düşerken bu oran ülkemizde piyasalara çok düşük oranda yansıtılmıştı.
Bu yılın ocak ve şubat aylarında görülen dolar fiyatlarındaki artış, petrol fiyatlarındaki toparlanmayla bir araya gelince mazot fiyatı hızla 2014 fiyatlarına yaklaştı.
Aşağıdaki tablo bu durumu göstermektedir.
2014 2015 (Ocak) 2015 (Mart)
Mazot (TL/litre) 4.38 3.70 3.89
Mazotun ülkemizde rafineri çıkış fiyatı 1.9 TL'dir. Tarım sektöründe yılda 3.3 milyon ton civarında mazot kullanılmaktadır. Veriler mazot desteği, bu rakamın yalnızca yüzde 5'ini karşılamaktadır.
Mazottan alınan vergi bu yıl çiftçiye ödenecek olan 10 milyar TL'lik toplam desteğe yakın bir miktar oluşturmaktadır.
Gübre fiyatlarında ise devamlı bir artış vardır. Bu artış dolardaki yükselişle birlikte hızlanmıştır.
2014 2015 (Ocak) 2015 (Mart)
A. Sülfat 565 600 700 (TL/ton)
A. Nitrat(%26) 756 850 960
" % 33 874 975 1.141
ÜRE 1.041 1.075 1.250
DAP 1.399 1.550 1.700
Bu tablo, kaçınılmaz olarak tarımsal ürünlerin fiyatlarına yansıyacak, üstelik ülkemizde aracı kârları çok yüksek olduğu için yansıma muhtemelen girdi maliyetlerinin üstünde olacaktır.
GIDA ENFLASYONUNUN DÜŞMESİ HAYAL
Geride bıraktığımız 2014 yılında, tarım ve gıda sektörü denildiğinde en çok tartışılan konulardan biri gıda enflasyonu olmuştu.
Bu konu genellikle geçen yıl etkili olan olumsuz iklim koşullarına bağlanmıştı.
Ancak, sorun bu sektörde de yalnızca kuraklıktan ve diğer doğal afetlerden kaynaklanmamaktadır. Çünkü kuraklık ve doğal afetler bu yıla özgü iken ülkemizde gıda enflasyonu sorunu yıllardan beri en önemli sorunlardan biri olmaya devam etmektedir. Orta Vadeli Programda, 2015 genel enflasyon oranı yüzde 6.3 olarak belirlenirken Gıda enflasyonunun yüzde 9 olarak öngörülmesi de bu durumun bir göstergesidir. Geçtiğimiz iki aylık dönemde artış öngörülen bu rakamın üzerinde gerçekleşmiştir ve gelişmeler bu artışın devam edeceğini göstermektedir.
ÇARE NE OLABİLİR?
Bu artış tümüyle önlenemese de alınacak bazı önlemlerle hem üretici hem de tüketici bir ölçüde rahatlatılabilir.
Örneğin,
Gıda enflasyonu, en az rekolte düşüşleri ve tarım ürünleri girdilerinin yarattığı maliyet artışları kadar üretici ile tüketici arasında yer alan aracıların aşırı yüksek kâr marjlarından da kaynaklanmaktadır.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da, gıda fiyatlarındaki artışın "fiyat artış lobisi ve aracı kurumlardan" kaynaklandığı düşüncesindedir. Üretici gıda fiyat endeksinin yüzde 6 olmasına karşın tüketici fiyat endeksine gelindiğinde bu oranın yüzde 10-12'ye yükselmesi de bu düşünceyi desteklemektedir.
Dolayısıyla aşırı aracı kârlarını kısıtlama yönünde önlemler alınabilir. Bu konuda yapılan çalışmalar hızlandırılabilir.
GİRDİLERDE VERGİ ORANLARI DÜŞÜRÜLEBİLİR
Üreticileri son derece zorlayan bir diğer etken de tarımsal girdilerdeki yüksek vergi oranıdır.
Örneğin, Tarım sektöründe yılda 3.3 milyon ton civarında mazot kullanılmaktadır. Geçen yıl litresi 4,38 TL’ye satılan mazottan, ÖTV ve KDV, yani dolaylı vergi olarak 2,26 TL ( % 36.57 ÖTV + % 15.07 KDV) alınmaktadır.
Diğer girdilere gelince: Gübrede KDV oranı yüzde 18'dir. Kırsal elektrikte ise yüzde 1 enerji fonu, yüzde 2 TRT payı ve yüzde 18 KDV alınmaktadır. Tarımsal ilaçlardan, tarım makinaları ve traktörlerden, tohumluk ve hayvan yemlerinden yüzde 8 KDV alınmaktadır.
Bu rakamlar aşağı çekilebilir. Çiftçinin beklentisi de bu yöndedir.
İlginizi Çekebilir