CHP Genel Başkan Yardımcısı Sarıbal: Çiftçiye Gerekli Destek Sağlanmıyor
SiyasetCumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal genel merkezde düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu:
Koronavisür salgını sonrası bütün ülkeler, tarımsal üretimin devam edebilmesi için, çiftçisine destek olurken, ülkemizde çiftçi kaderiyle baş başa bırakılmış. Çiftçiye destek diye açıklanan önlemlerin hiçbiri üreticinin sorunlarına çözüm bulacak önlemler değil.
Çiftçi Borçlarının 6 Ay Ertelenmesi Çözüm Değil
AKP Genel Başkanı 27 Nisan 2020 tarihinde yaptığı açıklamada çiftçilerin mayıs ve haziran ayında vadesi gelmiş Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifine olan tarımsal kredi borçlarının 6 ay ertelendiğini açıkladı. Erteledikleri toplam para 6 milyar TL. Bunlar Hazine tarafından sübvanse edilmiş düşük faizli kredi borçları.
Türkiye’de 2002 yılında Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı 2 milyon 765 bin çiftçimiz vardı. 2019 yılında bu sayı 501 bin azalarak 2 milyon 260 bine düştü. 2002 yılında çiftçimizin toplam borcu 3 milyar TL civarındaydı. Bugün itibariyle çiftçinin bankalara 119 milyar 331 milyon, Tarım Kredi Kooperatifine 10 milyar TL olmak üzer toplam 130 milyar borcu var. Çiftçinin borcu AKP döneminde 40 kart artmış durumda.Tohum, gübre, ilaç, akaryakıt bayi, elektrik, su ve işçi borçlarını eklediğimizde çiftçinin borcu 160 milyarı buluyor.
Çiftçi bu borcu artık ödeyemiyor. İktidar yıllardır çiftçi borçlarını ertelemeler yoluyla kartopundan çığa dönüştürmüş durumda. 6 ay ertelenen borçlar ödeme günü geldiğinde nasıl ödenecek. Çiftçi piyango mu kazanacak. Sadece resmi borcu 130 milyar olan borcun sadece 6 milyarını erteliyorlar.
AKP’nin çiftçinin sorunlarına çözüm olacak tek bir girişimi yok. Bütün dünyada çiftçiler desteklenirken, alkışlanırken bizim çiftçi tarlasına gidemiyor. Örneğin çay toplanamıyor. Çok ciddi sorunlar var ama bu ciddi sorunlara karşılık 6 milyarlık borca 6 ay faizsiz erteleme getiriliyor. Sadece 2020 yılının ilk iki ayında çiftçinin borcu 4 milyar 48 milyon TL arttı.
AKP rakamlarla oynayarak, havuz medyası aracılığıyla bir algı yaratmaya çalışıyor ama kimse artık inanmıyor.
Tağşişli Ürün Satan Şirketin Ortağı Tarım Marketlere Müdür Yapıldı
Tarım Kredi Kooperatifi Merkez Birliği Yönetim Kurulu ve ona bağlı Tarım Kredi Birlik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı tarafından bir atama yapıldı. Tarım Kredi Kooperatiflerine ait Tarım Kredi Marketlerinin bağlı olduğu Tarım Kredi Birlik A.Ş’nin başına vekâleten Yavuz Mehmet Bulut atandı. Ataması yapılan Bulut, 2013 yılında Tarım ve Orman Bakanlığının taklit ve tağşiş listesinde yer alan Anadolu Eksper Gıda firmasında %18 hissesi bulunan bir kişi. Adı geçen firma, Tarım ve Orman Bakanlığının daha 2013,14, 15, 18 ve 2019 yıllarında yayınlanan 17 adet tağşiş listesinde de yer aldı.
Ayrıca, Yavuz Mehmet Bulut’un %50 hisse ile kurucusu olduğu ancak 2015 yılında hissesini devrederek ayrıldığı Donello Gıda da 2019 tağşiş listesinde yer aldı.
Konunun haber olarak medyada yer alması sonrası Tarım Kredi Kooperatifi yazılı bir açıklama yaparak, bunu kabul etmiştir. Halkın gıda güvenliği için alışveriş yaptığı marketlerin başına insan sağlığını tehdit eden tağşiş ve taklit gıda ürünleri üreten firmaların yönetiminde yer almış bir kişiyi getiriyorlar.
Tarım Kredi Kooperatifi Genel Müdürü Fahrettin Poyraz döneminde tanzim satış çadırları kurdu, zarar etti zarar hazineden karşılandı. Çiftçiye en yüksek faizli krediyi kullandırdı, kullandırmaya devam ediyor. Makine, gübre, tohum, ilaç, nakit para desteğinde sürekli farklı ve en yüksek faizi uyguladı.
Tarım Kredi Kooperatifinin merkez yönetim organlarında görev alan yöneticileri ne kadar maaş alıyor? Tarım Kredi Marketlerin başına getirilen Yavuz Mehmet Bulut ne kadar maaş alacak? Tarım Kredi Marketleri içi kiralanan yerlere ne kadar para ödeniyor? Bu sorularımıza cevap verirlerse Tarım Kredi Kooperatifinin çiftçinin yararına mı yoksa belli bir zümreyi zengin etmek için çiftçinin sırtında yeni bir kambur mu olduğu daha net ortaya çıkar.
Cargill’e Yatırım Teşviki
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının, 1-29 Şubat tarihleri arasında düzenlene yatırım teşvik belgeleri 22 Nisan günü Resmi Gazete’de açıkladı. 671 şirkete yatırım teşviki verilmesi kararlaştırıldı. Bu şirketlerden biri dünyanın en büyük ABD şirketlerinden birisi olan ve Türkiye’nin en büyük Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ), sentetik şeker üreten firması Cargill. Bu şirket 2018 yılında şeker fabrikalarının özelleştirmesi için rapor hazırlamış, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile Türkiye’de ekonomin daha hızlı büyüyeceğini, istihdam olacağını, üretimin, ihracatın artacağını söylemişti. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kararı sürecinde kendilerinin de olması gerektiğini belirtmişlerdi. O tarihten itibaren şeker fabrikalarının 14 tanesi satıldı. Türkiye o tarihten itibaren ciddi şeker ithal etti.
O Cargill, sendikaya üye oldukları için 14 personelini işten attı. Emekçilerin mücadeleleri hala devam ediyor.
Şimdi bu firmanın 44 milyon 659 bin TL’lik yeni yatırımına, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı %30 oranında yatırım desteği, %70 vergi indirimi, gümrük muafiyeti ve KDV istisnası gibi destekler verecek.
İktidar şirketlere, yandaşlara destek olmaya, onlarla birlikte yürümeye devam ediyor. Halkın maske, gıda ihtiyaçlarını görmeyen iktidar şirketlerin ihtiyaçları için her şeyi yapıyor.
Ata Tohumları Marketlerde Satılacak
Yıllarca dile getirdik. Bir ülkede tarım en az milli savunma kadar önemlidir. Tarımda da en önemli şey ise tohum. Yerel tohumların alınıp satılması için üst üste kanunlar çıkardılar. Atalık tohumların yerel halk tarafından ekilmesi, biçilmesi yasaklandı. Sadece kendi ihtiyaçları için ekebilmelerine izin verildi.
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) stratejik ürünlerde tohum üreten, hayvan ıslahı yapan, tohumları en uygun şekilde üreticiye sunan ülkemizin en öneli kurumlardan birisidir.
CarrefourSA’nın eski CEO’sunu TİGEM’ müdür olarak atadılar. CarrefourSA ve Migros’un yerel tohum satmasına karar verildi. Yerel tohumların bu mağazalarda satılması doğru değildir. Halkın tohumunu halktan alıp halka 10 kat fazla parayla satmak doğru değildir. Yerel halkın tohum ata tohumlarını yetiştirip başkalarına satmasının engellenmesi için çıkarılan yasaların da yine birkaç şirketi zengin etmek için olduğu anlaşılmıştır. Tarımı, toprağı hızlıca ticarileştiren bir mekanizma ile karşı karşıyayız.
Halkımıza sesleniyorum. Kendi tohumunuzu ekmekte ısrar edin. Bu soyguna dur deyin.
Tarımda Sorunlar Artıyor
Tarımda onlarca sorun var. Pamuk üreticisi şu anda isyan ediyor. Pamuk en önemli stratejik ürünlerden biridir. AKP ülkeyi pamukta dışarıya muhtaç etti. Türkiye yıllık 1,7 milyon ton pamuk kullanıyor. Bunun yarından fazlasını 950 bin tonu ithal ediliyor. AKP döneminde 13,5 milyon ton pamuk ithalatına 22,5 milyar dolar ödeme yapıldı. Pamuk 42 sektörde kullanılan bir madde ve biz şimdi pamukta ithalata bağımlı haldeyiz. Pamuk ekim dönemine geldiğimiz şu günlerde pamuk primleri hala ödenmedi. Geçen yıl düşen pamuk fiyatları da düşünüldüğünde ekim alanlarının ciddi bir şekilde düşecek. 2020 pamuk üretimi 2019 yılından daha az olacak.
Tarım İşçileri
Tarım işçileri hala yerlerine gidemiyor. Yönetmelik çıktı, genelge çıktı. Bilim Kurulu açıklama yaptı ama uygulanmadı. Çalışma alanlarına gidenlerin yaşam alanları ise perişan. Su, gıda, hijyen, çalışma koşulları çok kötü. Koronavirüsün etkilerini gösterdiği bir dönemde, her şeye para bulan iktidar mevsimlik işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek için de para ayırsın.
Tarım Geriye Gidiyor
Soğanda ihracat kısıtlaması getirildi. Soğan üreticisi perişan. Çorumda soğan üreticileri isyanda. Aynı şey limonda da oldu. Şartlar gerektiriyor ise kısıtlama olabilir. Ama o durumda üreticinin ürününü değerinde alıp değerlendirmek gerekir. Oysa bizde ürün depolarda çürüyor. Bu bir ihracat kısıtı değil israftır. Bugün bunu yaşıyoruz.
Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle bugün sarımsak ülkenin en pahalı ürününe dönüştü. Geçen yıl 6 bin ton sarımsak ithal edilmiş. Bu yılın ilk iki ayında 2 bin 500 ton sarımsak ithal edilmiş. Hani ithalatla her şeyi çözüyordunuz? Demek ki paranız da olsa, ithal etme imkanı da bulsanız ucuza ithal edemiyor, vatandaşınıza ucuz ürün sağlayamıyorsunuz.
Tarım ve Orman Bakanı Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) tanıtım toplantısında konuştu. 2019 yılında 275 milyar TL tarımsal Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) elde edildiğini söyledi. 2002 yılının sonunda GSMH’nın % 10,2’sini tarımsal GSMH oluşturuyordu. 2019 yılının sonunda bu rakam %6,4 oldu. 2002’nin GSMH’sine göre 2019 yılında tarımsal GSMH 428 milyar olması gerekirken 275 milyar TL’de kalmıştır. İktidar rakam oyunları oynamaya devam ediyor.
Tarım Bakanı aynı konuşmasında Türkiye’nin tarımda ihracatçı bir ülke olduğunu iddia etti. Oysa ülkemiz tarımda net ithalatçıdır. TÜİK verilerine göre AKP döneminde 78 milyar 649 milyon dolarlık ihracata karşılık 106 milyar 345 milyon dolarlık tarımsal ithalat yaptı. Aradaki fark 27milyar 696 milyon dolardır.
Örneğin, AKP döneminde 63,6 milyon ton buğday, 10,3 milyon ton ayçiçeği, 26,8 milyon ton soya, 3,6 milyon ton mısır ve 13,5 milyon ton pamuk ithalatı yapıldı.
Avrupa’nın en büyük tarım toprağına sahip olan ülkemiz bu ürünlerin hepsini kendi topraklarında yetiştirme imkânına sahiptir.
Tarım ticarete, rekabete konu edilemez. Çiftçi yabancı ülkelerin ticareti ile rekabet ettirilemez. Halktan, topraktan yana kamucu, planlı bir tarım politikasına ihtiyacımız var.
İlginizi Çekebilir