© Tarım Pusulası

Cargill, 1000 Çiftçi 1000 Bereket programında 7. yıla girdi

Cargill’in 2019’da başlattığı “1000 Çiftçi 1000 Bereket” programı, yedinci yılında 27 ilde 7 bini aşkın üreticiyle büyüyor. Kadın Çiftçi Modülü ile kadınların tarımsal üretimdeki rolü güçleniyor, verimlilik ve sürdürülebilirlik artıyor.

Cargill’in çiftçilerin refahını artırmak, onarıcı tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve üretimde verimliliği güçlendirmek amacıyla başlattığı “1000 Çiftçi 1000 Bereket” programı yedinci yılına girdi.

2019’da 6 ilde 1.072 çiftçiyle başlayan program, bugün 27 ilde 7 binden fazla üreticiye ulaşarak 1 milyon dekarlık alanda etkisini sürdürüyor. Program kapsamında mısır, ayçiçeği ve kanola üreticilerinin yanı sıra 2024 itibarıyla zeytin üreticileri de yer alıyor.

Kadın Çiftçi Modülü ile dönüşüm

2024 yılında programa eklenen Kadın Çiftçi Modülü, tarımsal üretimde kadınların görünürlüğünü artırmayı ve teknolojik dönüşümde kadınları öncü konuma taşımayı amaçlıyor.

Bu kapsamda kadın çiftçilere; Filiz Sensör İstasyonu, PestTrap, Flowmeter, Dijital Toprak Analizi, Ziraat Mühendisi ziyaretleri ve pazarlama eğitimleri gibi destekler ücretsiz sağlanıyor. Modül, kadın üreticilerin verimliliğini artırırken çevresel etkileri de azaltıyor.

2019–2024 yılları arasında 167 kadın çiftçinin yer aldığı programa, 2024’te 100 yeni kadın üretici katıldı. Cargill, önümüzdeki yıllarda kadın çiftçi sayısını her yıl üç katına çıkarmayı hedefliyor.

“Kadınların gücüyle tarımın geleceğini şekillendiriyoruz”

Cargill Gıda Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Tarakçıoğlu, programın Türkiye tarımının dijitalleşmesinde önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Kadın Çiftçi Modülü ile bu dönüşümün odağına kadınları alıyoruz. Kadınların tarımdaki rolünü görünür kılmak, üretimde sürdürülebilirliği artırmanın en güçlü adımı. Çiftçilerimizin ürünlerinin verimliliğini artırırken toplumsal eşitlik ve kapsayıcılıkta da değer yaratmaktan gurur duyuyoruz.”

Tarakçıoğlu, dijital tarım teknolojileriyle su kullanımının optimize edildiğini, toprak sağlığının korunduğunu ve biyolojik çeşitliliğin güçlendirildiğini de vurguladı.

Kadın üreticilerden başarı hikâyeleri

Bandırma’da zeytin üretimi yapan İpek Zivane, programın kendisine kazandırdıklarını şöyle anlattı:

“Bu programa katılmaktaki amacım sadece verimi artırmak değil, tarlamı daha bilinçli yönetmekti. Dijital tarım teknolojileri sayesinde hem verimlilik hem çevre duyarlılığı kazandım. Artık hem toprak hem biz kazanıyoruz.”

Bir diğer kadın üretici Belma Dağara ise, “Program sayesinde tarımda daha bilinçli ve sürdürülebilir yöntemler kullanmayı öğrendim. Uzman desteğiyle artık toprağımı koruyarak daha verimli üretim yapabiliyorum.” dedi.

Sosyal etki: Her 1 TL, 3,72 TL değer yarattı

Programın çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri Yatırımın Sosyal Geri Dönüşü (SROI) yöntemiyle ölçülüyor. 2023 itibarıyla program, çiftçiler üzerinde her 1 TL’ye karşılık 3,72 TL değerinde etki yarattı.

Türkiye’de tarım ve gıda alanında sosyal etki ölçümü yapılan ilk kurumsal sosyal sorumluluk projesi olan 1000 Çiftçi 1000 Bereket, bugüne kadar aralarında Edison Ödülü’nün de bulunduğu 50’ye yakın ulusal ve uluslararası ödül kazandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER