Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim. Eylemlerimiz Geleceğimizdir.
GıdaFAO ile Tarım ve Orman Bakanlığı, Dünya Gıda Günü kapsamında online bir etkinlik düzenlediler.
COVID-19 salgınında herkese gıda sağlamanın önemini belirten sunucu Sevinç Şatıroğlu, bu yılki kutlamanın bir hayli farklı olduğunun altını çizerek etkinliğin açılışını yaptı.
Etkinlikte ilk konuşmayı FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu yaptı.
COVID-19'un gıda güvenliği ve tarımsal geçim kaynaklarına yönelik tehditlerine karşı koymak için FAO'nun küresel işbirliği ve dayanışma çağrısını yineleyen Gutu, dünyadaki en fakir ve en kırılgan gruplar başta olmak üzere, güvenli ve besleyici gıdaya erişimi korumanın COVID-19'a cevabımızın vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyledi. En son raporlara atıfta bulunan Gutu, küresel açlık, gıda güvenliği ve gıda kaybı hakkında çarpıcı istatistikler sunarak, dünya genelinde açlığın 2014'ten beri arttığını, obezite oranlarının yükseldiğini, 2 milyardan fazla insan güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya düzenli erişimden yoksun olduğunu açıkladı ve bu kötüleşen verilere dayanarak, gıda ve tarım sektörünün acil bir değişime ihtiyacı olduğunu söyledi.
Gutu, dünya üzerindeki herkesi beslemeye yetecek kadar gıda üretilmesine rağmen açlık, obezite, yetersiz beslenme ve gıda kaybı gibi birçok sorunun devam ettiğinin altını çizerek, gıda sistemlerinin dengesiz yapısına işaret etti. Bu eğilimlerin tersine çevrilmesi için, gıda sistemlerini daha dayanıklı, sürdürülebilir ve iklim dostu alternatiflere dönüştürme yolunda acil eylem ve küresel dayanışmanın gerekli olduğunu söyledi.
Dijital teknolojilerin ve e-ticaretin bu dönüşümü gerçekleştirmede oynayabileceği kritik rolün altını çizen Gutu, bununla birlikte, dünyada özellikle kırsal ve uzak bölgelerde internet erişimi olmayan 3 milyardan fazla insan için dijitalleşmenin bir gerçeklik olmaktan çok uzak olduğunu, bu nedenle dijital uçurumun kapatılmasının çok önemli olduğunu söyledi.
Gutu, hükümetlerin, özel sektörün ve diğer tüm paydaşların gıda sistemlerini daha iyi hale getirmek için nasıl çalışabileceklerini açıklayarak konuşmasını tamamladı. Buna göre, bütün hükümetler, gıda üretimini, taşımasını, pazarlamasını ve dağıtımını, desteklenmesi gereken temel hizmetler olarak görmelidir. Özel sektör, sürdürülebilir gıda seçeneklerini cazip, ulaşılabilir ve uygun fiyatlı hale getirmelidir. Son olarak, hepimiz sağlığımızı ve gıda sistemlerimizi iyileştiren gıda seçimleri yapmalıyız.
Etkinlik, Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa'nın konuşmasıyla devam etti. Bursa, açlığın sürmesinin bir insanlık ayıbı olduğunu ifade ederek, dünyadaki gıda kayıplarını üçte bir oranında azaltarak açlığın üstesinden gelebileceğimizi söyledi. Bursa, Sürdürülebilirlik Akademisi’nin ana hedeflerinin sürdürülebilir ve kapsayıcı gıda sistemlerini teşvik etmek olduğunu söyleyerek, kuruluşun faaliyetleri hakkında izleyicilere bilgi verdi. Bursa, sürdürülebilir ve kapsayıcı gıda sistemlerinin, siyasi veya fiziksel sınırlardan bağımsız olarak, gıda ve refahın bütün dünyaya daha adil bir şekilde dağıtılmasını sağlayabileceğini de sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel, gıda ve tarım sektöründeki duruma ilişkin düşüncelerini paylaştı. Ögel, 2020 boyunca COVID-19 ile küresel mücadelemizin, temel bir insan hakkı olarak sağlıklı beslenmenin ve gıdanın önemini ve vazgeçilmezliğini yeniden teyit ettiğini kaydetti. Ayrıca, COVID-19 kaynaklı ölümlerin, açlıktan ölenlerden daha az olduğunu belirten ve obezite ile başa çıkmak için milyarlarca dolar harcandığını ifade eden Ögel, gıda kaybını ortadan kaldırmak için kaynakların verimli ve sürdürülebilir kullanımının önemini vurguladı ve kırsal kalkınmanın tarım ve gıda sektöründe sürdürülebilirlik için önemli olduğunu söyledi.
Etkinlikteki son konuşmayı Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli yaptı. Pakdemirli, Bakanlık ile FAO arasındaki işbirliğini teyit ederek başladığı konuşmasına, FAO’nun Ankara'daki Alt Bölge Ofisi’nin açılmasıyla birlikte bu işbirliğinin derinleştiğini belirtti. Bakanlık tarafından finanse edilen FAO-Türkiye Ortaklık Programı’na atıfta bulunan Pakdemirli, FAO ve Türkiye'nin 20 farklı ülkede projeler yürüttüğünü kaydetti.
Pakdemirli, COVID-19'un etkisiyle gıdaya erişimin küresel bir öncelik haline geldiğini ve artan küresel nüfusa ayak uydurmak için gıda üretiminin% 60 oranında artması gerektiğine dikkat çekti. Verimliliği artırmak için tarımda inovasyon ve dijital teknolojilere öncelik verilmesi gerektiğini söyleyen Pakdemirli, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bu yılın başlarında başlatılan Dijital Tarım Pazarı’nın (DİTAP) üreticilere, tüketicilere ve çiftçilere yönelik faydalarını izleyicilerle paylaşarak, DİTAP’ın akıllı tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedeflediğini belirtti.
Pakdemirli'ye göre, pandemi sırasında Türkiye, birçok ülkeden farklı olarak, tarım ve gıda sektöründe sağlanan başarılı koordinasyon ve Bakanlığın diğer paydaşlarla birlikte attığı hızlı adımlar nedeniyle gıdaya erişimde herhangi bir zorluk yaşamadı.
Pakdemirli, Türkiye’de dünyanın en büyük tohum gen bankalarından birinin kurulması gibi Tarım ve Orman Bakanlığı’nın attığı önemli adımları anlatarak, gıda kaybı ve israfının ekonomik etkisine değindi. Türkiye'de her yıl 19 milyon ton gıda israf edildiğini, bunun da toplam gıda üretiminin beşte birine tekabül ettiğini belirten Pakdemirli, israfın sadece %2 oranında azaltılmasıyla, ülkedeki 360.000 ailenin yıllık yaşam giderlerinin karşılanabileceğini ifade etti. “Gıdanı Koru Kampanyası”na ve Türkiye’nin gıda kaybı ve israfıyla mücadeledeki bölgesel vizyonuna atıfta bulunan Pakdemirli, üretim ve tüketim aşamalarının getirdiği farklı sorumluluklara dikkat çekerek, tükettiğimiz gıdanın hikayesini bilmenin ve çocuklarımıza aktarmanın önemini vurguladı.
İlginizi Çekebilir