Bakan Pakdemirli’den Tuz Gölündeki Flamingo Ölümleriyle İlgili Açıklama
TarımTarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum İstanbul programı kapsamında Yenikapı İskelesi'nden biyoçeşitliliği artırmak için denize levrek ve kalkan balığı saldı.
Ardından Yenikapı'dan tekne ile denize açılan Pakdemirli ve Kurum, "Marmara Denizi Eylem Planı İstanbul Yapay Resif Projesi 2. Etap Resif Atımı" kapsamında Sarayburnu açıklarında Marmara Denizi'ne 15 ton midye bıraktı.
Etkinlik kapsamında gündemdeki konulara ilişkin de değerlendirmelerde Bakan Pakdemirli; "Tuz Gölü'ndeki flamingo ölümleriyle ilgili incelemeleri yaptırıyoruz. Daha önceden de bu tarz yavrularda ölümlerin takip edildiği yıllar oldu. 1.000 kadar yavru ölümü var gibi gözüküyor. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nin yaptığı incelemeye göre herhangi bir zehirlenme yok." dedi.
Marmara Denizi'nin yüzeyinde müsilajın neredeyse sıfırlandığını kaydeden Pakdemirli, yüzeyin altında bir miktar olsa da bununla ilgili gerekli tedbirlerin alındığını, çalışmaların devam ettiğini söyledi.
Pakdemirli, bugün kalkan ve levrek balıklarını Marmaray'a saldıklarına anımsatarak müsilajın birçok sebebi olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Müsilaj Eylem Planı'nda 22 madde var bunun 6 tanesi bizim bakanlığımızla birebir alakalı. Organik tarım ve basınçlı sulama sistemlerinde destek ve organik gübre ve organik mineral gübrelere destek veriyoruz. Sevinerek söylemek lazım ki Marmara Bölgesi'ndeki hayvansal gübrelerin yüzde 72'si depolanıp biyogaz'a gidiyor. Yani Marmara'nın kirlenmemesi, için gerekli tedbirlerin önemli kısmı daha önceden alınmış oldu. Sucul ekosistem dediğimiz denizdeki ekosistemi de korumak maksadıyla, ışıklı avcılığın yasaklanması, Marmara'da yeni çıkan 1386 sayılı Kanun'umuzla beraber 136 tane kaçak balıkçılık yapan tekneye el koymuş olduk. Denetimlerde de İHA kullanmaya başladık, hayalet ağları temizliyoruz.
Türkiye, interpol raporlarında dünyanın en hızlı şekilde balık popülasyonu artan ülkelerinin arasına girmeyi başardı. Kaçak balıkçılıkla alakalı, Meclisimizin mevzuatla ilgili bizi desteklemesi, arkadaşlarımızın da sıkı takibiyle bir noktaya geldik. Müsilajdan balıkçılarımız etkilendi. 12 metrenin altındaki balıkçı teknelerimize destek vermeye başladık. Marmara'daki balıkçılara da düne göre iki misli destek vermeye başladık. Onlar da 2 bin ile 2 bin 900 TL arasında destek almaya başladılar, normalde 1.000 ile 1.450 TL arasındaydı. En geç yarınki Resmi Gazete'de bu yayımlanıyor olacak. Haftada bir analizlerimizde balıktan, midyeden, sudan numune alıyoruz. Vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla balıkları tüketebilir, Marmara'da balık tüketmekle ilgili önemli bir problem yok, asla da olmadı."
"SAYIN BAKANIM NASIL VATANDAŞLARA TOKİ YAPIYORSA, BİZİMKİ DE BİR NEVİ BALIKLARA TOKİ YAPMAK"
Bakan Pakdemirli, yapay resif projesi ile ilgili olarak, "Resif denince bir çoğumuz belki anlamıyor. Sayın Bakanım nasıl vatandaşlara TOKİ yapıyorsa, bizimki de bir nevi balıklara TOKİ yapmak. Akıllarda kalsın diye bu benzetme aklıma geldi." dedi.
Balıkların yuvalanması, kendilerine yer bulabilmesinin resiflerin çok önemli özelliği olduğuna işaret eden Pakdemirli, Marmara'daki biyoçeşitliliğin artmasında son 1-2 senede bırakılan resiflerin çok büyük katkısının olduğunu söyledi.
Pakdemirli, bugüne kadar 480 yapay resif, 36 tane antitrol bıraktıklarını aktararak, şu bilgileri paylaştı:
"Bugün de 30 resif ve 3 antitrolü de bırakacağız. Müsilaj için sanki bir biyolojik arıtma tesisi gibi bir iş yapacağız bugün, o da Marmara'ya midye bırakacağız. Bugün bıraktığımız midyeler çok sayılı, ama bu ay içerisinde bırakacağımız midyelerle, toplam 155 ton midye bırakacağız, 17 milyon midye, ayda 3,3 milyon metreküp suyu temizleyecek. 1 senede de 1 milyar metreküpün üzerinde bir su temizlenmesi midye ile yapılıyor olacak. Bundan dolayı da son derece mutluyuz.
Bu, dünyadaki örnekleri olan bir iştir, sadece bizim yaptığımız bir iş değil. ABD'de New York'ta Hudson River, zamanında midye ve midyelenme ile temizlenmiştir. Benzer bir şeyi daha da genişleyecek bir operasyon halinde Marmara'da, özellikle Balıkçılık Genel Müdürlüğü'müzün katkılarıyla yapabileceğimizi de söylemek istiyorum."
"TUZ GÖLÜ'NDEKİ FLAMİNGO ÖLÜMLERİYLE İLGİLİ GEREKLİ İNCELEMELERİ YAPTIRIYORUZ"
Tuz Gölü'ndeki flamingo ölümleriyle ilgili de bilgi veren Bakan Pakdemirli, konuya ilişkin şunları söyledi:
"Gerekli incelemeleri yaptırıyoruz. Daha önceden de bu tarz, yavrularda ölümlerin takip edildiği yıllar oldu. 1.000 kadar yavru ölümü var gibi gözüküyor. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nin yaptığı incelemeye göre herhangi bir zehirlenme yok. Buradaki suyun azalması, sudaki konsantrasyonun artmasıyla beraber susuz kalan ve uçamayan yavrularda ölümlerin gözlendiği gözüküyor.
Bu konuyla ilgili gerekli tedbirler alındı. Bu konunun, çevredeki kuyularla ve tarımsal sulamayla doğrudan veya dolaylı bir bağı olmadığını da ifade etmek isterim. Konu etraflı bir şekilde şu anda hem tarafımızca hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca da soruşturuluyor."
"KURAKLIKLA MÜCADELENİN EN İYİ YOLU, DEPOLAMA ALANLARIMIZI ARTIRMAMIZ LAZIM"
Kuraklıkla ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Pakdemirli, çiftçinin sürdürülebilir bir şekilde üretime devam etmesi için moralinin yüksek olması gerektiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuyla alakalı gerekli destek planını açıkladığını anımsatan Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Dekarda 151 TL'ye varan bir kuralık desteği açıklandı. Kuraklıkla mücadelenin en iyi yolu, depolama alanlarımızı artırmamız lazım. Önümüzdeki 20-50 yıl yağan her damla suyu tutmamız gereken yıllara doğru gidiyoruz. Türkiye'nin önünde yapması gereken yatırımlar var. Son 20 senede 275 baraja 600 baraj daha ekleyerek 875 baraja geldik. Türkiye burada kendi cumhuriyet tarihi performansını 2-2,5 misline katlayarak son 20 yılda bununla ilgili gereğini yapmıştır. Bunun ötesinde çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye'de bu konuda depolama alanları olsun, yer altı barajları olsun.
Yer altı barajları tamamen kuraklığa yönelik Bakanlığımızın son özellikle 3 senede dikkate ve öneme aldığı konudur. Kurak ülkelerde daha önce yapılan ve bilinen bir konuydu. Bunu da Türkiye'ye aslında biz getirdik. Hızlı bir şekilde 2023'e kadar 150 tane yer altı barajı bitirme planımız var. Bu sene sonu itibarıyla da 50 tanesini bitirmiş olacağız. Şu an 38 tanesi hazır. Hem su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, depolamanın artırılması hem de çiftçimizin böyle bir durumla karşılaştığında tarımsal üretime devam ettirilebilmesi maksadıyla da her türlü tedbiri Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde alıyoruz, almaya devam ediyoruz."
İlginizi Çekebilir