'Ata mirasına' kadınlar sahip çıktı
Tarımİzmir'in Ödemiş ilçesinde yok olmaya yüz tutan ipekçilik, kadın girişimcilerin çabasıyla yeniden hayat buldu
İzmir'in Ödemiş ilçesinde girişimci kadınlar, yok olmaya yüz tutan "ata mirası" ipekçiliğe sahip çıktı.
İzmir'in tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisiyle ön plana çıkan ilçelerinden Ödemiş, ata mirası dokumacılığın yaşatılması için başlatılan örnek bir girişime ev sahipliği yapıyor.
Mitolojiye göre, çok iyi dokuma yapan ve bu yeteneğinden dolayı tanrıça Athena'nın kıskanarak örümceğe dönüştürdüğü Arakhne'nin yaşadığı Ödemiş'te, 30 yıl öncesine kadar sürdürülen ipek dokumacılığı adeta yeniden keşfediliyor.
İlçede öğretmenlik yapan Gülfer Keskin'in "ipekçiliği yeniden canlandırma" hayaliyle bir araya gelen farklı mesleklerden kadınların, kooperatif çatısı altında geleneksel yöntemlerle ürettiği ipek eşyalara ilgi, yurtdışına taştı.
Tarihi bir evdeki üretim faaliyetleriyle ilgili bilgi veren Ödemiş Yöresi Kadın, Çevre, Kültür ve İşletme Kooperatifi ortaklarından Ayşe Koldaş, tekstilde seri üretim teknolojilerinin yaygınlaştığına işaret etti.
Bu nedenle ilçede 30 yıl önce 6 ton olan koza üretiminin, 250 kilograma kadar gerilediğini anlatan Koldaş, dokuma işliklerinin kapandığını ve ilçeye has birçok ipekli eşyanın tarihe karıştığını söyledi.
İlçede özellikle söz ve düğün törenlerinde ipek eşya verilmesi geleneği bulunduğunu dile getiren Koldaş, şöyle konuştu:
"İlçedeki düğün geleneğinde söz kesme, aslında mendil almadır. Aliler anlaştıysa, ipek mendillere çiftin isimlerinin baş harfleri işlenir. Yine her kızın çeyizinde ortalama 50-60 ipekli eşya vardır. 'Pembezar' adı verilen ipek iç çamaşırı da geçmişte çok kullanılırdı. Bu kültürün giderek kaybolması üzerine, kooperatif bünyesinde ipekçiliğin yeniden canlandırılması için proje hazırlayarak Sabancı Vakfından hibe desteği aldık. 108 bin liralık destekle bir dokuma atölyesi kurduk ve Kozabirlik'ten aldığımız kozalarla, ninelerimizin çeyiz sandıklarından kalan eşyaları yeniden üretmeye başladık."
Odun ateşindeki suda haşlanan kozaların üzerindeki salgıların elle çekilerek "ibrişim" adı verilen çileler haline getirildiğini bildiren Koldaş, bunun, kol gücüyle çalışan aletlerde dokunduğunu ve kök boyalarla renklendirildiğini anlattı.
Koldaş, iğne oyası ve aksesuar üretenlerle 100'e yakın kadının bu işten ek gelir elde ettiğini kaydetti.
- "Bölge kadınının kaderini değiştirmeye çalışıyoruz"
Ürettikleri ipek ipliklerle şal, fular, takı, iğne oyası, davetiye, mendil, altın kesesi yaptıklarını, atıl durumdaki kozaları da aksesuar ve gelin başı gibi tasarımlarda kullandıklarını ifade eden Koldaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ürünün kozadan rafa gitmesi aylar aldığı için seri üretime yetişmemiz çok zor. Ürünlerimizi pazarlamak için özel çaba göstermiyoruz. Sosyal medyayı iyi kullanıyoruz. Üretimimiz genelde siparişle oluyor. Ayrıca Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfının satış noktalarına gönderiyoruz. Son dönemde bazı ulusal firmalar da ürünlerimizi talep etmeye başladı. İpek dokumacılığıyla bölge kadınının kaderini değiştirmeye çalışıyoruz. Hedefimiz öncelikle geleneğin canlanması ve kadınlarımızın bundan faydalanması."
Ürünlerinin son dönemde Türkiye 'nin yanı sıra yurtdışından ilgi görmeye başladığını vurgulayan Koldaş, "İtalyan tasarımcı Stefano Pugliese bizi ziyaret etti. Halen Şili'de geleneksel zanaatlarla ilgili bir proje yürüttüğünü, bizim gibi hikayesi olan işlerle yakından ilgilendiğini ve bizimle proje yürütmek istediğini belirtti. Şili'deki projenin tamamlanması sonrası Ödemiş için bir proje hazırlayacağız" dedi.
Atölyelerinin ilçe turizmine de katkı sağladığını kaydeden Koldaş, merak edip atölyeyi görmek isteyenleri, gruplar halinde ağırladıklarını bildirdi.
İlginizi Çekebilir