© Tarım Pusulası

Agroekoloji: Avrupa Tarımında Doğa ve İklim İçin Çözüm

Avrupa’daki 21 ülkede yapılan 170 çalışmanın meta-analizi, agroekolojik tarım uygulamalarının biyoçeşitliliği artırdığını ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağladığını ortaya koydu.

Avrupa’daki 21 ülkede yapılan 170 çalışmanın kapsamlı bir meta-analizi, agroekolojik tarım uygulamalarının çevresel etkileri azalttığını ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağladığını ortaya koydu. Araştırma, Horizon EU projesi Agroecology-TRANSECT tarafından yürütüldü ve Agriculture, Ecosystems & Environment dergisinde yayımlandı.

Agroekoloji, ekolojik, sürdürülebilir ve entegre bir tarım yaklaşımı olarak, ekosistemleri desteklerken iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlıyor. Projenin bilimsel koordinatörü Bertrand Dumont, “Agroekolojinin faydalarının artık bir fikir değil, kanıt olduğunu biliyoruz. Meta-analiz, agroekolojik müdahalelerle biyoçeşitliliğin geleneksel tarım yöntemlerine göre arttığını gösterdi” dedi.

Konvansiyonel tarım ise büyük ölçekli, yüksek girdi gerektiren mono-sistemlerle karakterize ediliyor ve biyolojik çeşitlilik kaybı ile sera gazı emisyonlarının artışı gibi çevresel bozulmanın başlıca nedenlerinden biri olarak görülüyor. Araştırmacı Cian Blaix, “Avrupa’da daha sürdürülebilir sistemlere geçişin gerekli olduğunu biliyorduk ve agroekoloji uygulanabilir bir alternatif olarak ortaya çıktı. Ancak şimdiye kadar çevresel faydalarının kapsamlı bir bilimsel değerlendirmesi eksikti” ifadelerini kullandı.

Araştırma, tahıl, çayır, bahçecilik ve çok yıllık üretim sistemlerinden elde edilen verileri bir araya getiriyor. Sonuçlar, agroekolojik uygulamaların bitkiler, tozlayıcılar, böcekler ve toprak organizmaları dahil olmak üzere biyoçeşitliliği desteklemede konvansiyonel yöntemlerden üstün olduğunu gösterdi. Bu faydalar çoğu tarım sistemi için tutarlı bulundu; yalnızca bahçecilik alanında veri eksikliği nedeniyle daha fazla araştırma öneriliyor.

Dumont, “Agroekoloji üretim için gerekli girdileri azaltmayı önceliklendirir. Biyoçeşitlilik ve sağladığı hizmetleri kullanmak, örneğin zararlı kontrolü ve toprak sağlığını iyileştirmek, üretimi daha doğal yollarla artırabileceğimizi gösteriyor” dedi.

Araştırma ayrıca agroekolojik uygulamaların toprakta karbon depolamayı artırdığını ve güçlü bir sera gazı olan azot oksit emisyonlarını azalttığını gösterdi. Ancak saha ölçeğinde karbondioksit ve metan emisyonlarında azalma doğrulanmadı; bu da agroekolojinin tek başına tüm iklim hedeflerini karşılamada yeterli olmayabileceğini ortaya koyuyor.

Çalışma, Avrupa’nın gelecekteki gıda ve tarım politikaları açısından kritik bir dönemde yayımlandı. Dumont, “Bu kanıtlar, çiftçilerin ve politika yapıcıların doğa ve verimlilik için işe yarayan önlemleri, çeşitlendirilmiş ekim dönüşümlerinden çit ve örtü bitkilerine kadar hedeflemelerine yardımcı oluyor” dedi.

Araştırmada, biyoçeşitlilik ve iklim sonuçlarını birlikte değerlendiren çalışmalar, agroekolojik uygulamaların her iki alanda da olumlu sonuçlar verdiğini gösterdi. Bu bulgular, agroekolojiyi Avrupa’nın gıda sistemlerini daha sürdürülebilir, dirençli ve ekolojik bütünlüğü koruyan bir yapıya dönüştürmede anahtar bir strateji olarak güçlendiriyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER